Türkiye'nin deprem bölgesinde yer alması binaların her geçen gün dayanıklılık açısından önemini arttırmaktadır. Biz de depreme hazırlıksız yakalanmamanız adına binaların dayanıklılığı hakkında bilinmesi gerekenler neler, sizler için listeledik.
1. Kalite Açısından Çelik
Çelik, yüksek mukavemeti, esnekliği ve hafifliği sayesinde, depreme karşı en dayanıklı inşaat malzemesidir. Hafif olması, aldığı darbelere kırılmadan karşı koyabilmesini sağlamaktadır. Tüm dünyada uluslararası standartlarla belirlenmiş özelliklerde üretilen ve tamamen endüstriyel bir ürün olan çeliğin kalitesi, üretiminin her aşamasında kontrol edilerek belgelenmektedir. Yapımcı ya da kullanıcı, malzemenin fiziksel özelliklerine müdahale edememektedir. Teorik hesap değerleri de uygulamada da aynen geçerli olmaktadır. Betonun içine gizlenmediğinden, projeye ve standartlara uygunluğu her zaman denetlenebilme imkanı sağlamaktadır.
2. Korozyona Dayanıklılık Açısından Çelik
Paslanmaz çeliklerin ayırt edici özelliği yüksek korozyon dayanımı'dır. Korozyon ise, metallerin çevre ile tepkimeye girdiği elektro-kimyasal bir prosestir. Paslanmaz çelik, altın platin rodyum gibi çoğu ortamda inert kalabilen (çevreyle tepkimeye girmeyen, korozyona uğramayan) soy metallerden değildir. Paslanmaz çelikler, içeriğinde en az %10,5 Krom (Cr) içeren çelik alaşımlarıdır. Aynı zamanda paslanmaz çelikler çevre dostu ve tümüyle geri dönüşümlü malzemelerdir.
3. Yeterlilik Belgelerinin Önemi
Projenizi hayata geçirirken elbet güvenilir bir firma ile çalışmanız hakkınız! Peki aklınızda şüphe bırakmayacak bir firmada mutlaka bulunması gereken oldukça önemli belgeler şu şekildedir. TS EN ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, TSE hizmete yeterlilik belgesi, kapasite raporu, çelik kaynakçısı mesleki yeterlilik belgesi, sanayi ve ticaret odası onaylarını talep edebilirsiniz. ISO belgesinin geçerlilik süresi, seçilen metoda göre 2 veya 3 yıl olarak değişmektedir.
4. Ağır Yük Taşıma İçin Çelik Konstrüksiyon
Bir binanın ana taşıyıcıları başta olmak üzere, çelik kullanarak yapılan binalara, çelik konstrüksiyon adı verilir. Zemin yükü çelik konstrüksiyon ile azalır. Deprem gibi doğal afetlerde hem yapının hem de içindekilerin zarar görme riski azaltılmış olacaktır. Çelik konstrüksiyonlu yapılar, özellikle birinci derecedeki deprem bölgeleri için önerilir. Yapısının sunduğu avantajlar ile çelik konstrüksiyon, hemen her türden yapı çeşidinde kullanılan bir özelliğe ve pratikliğe sahiptir.
5. Statik Proje Hesaplamaları ve Raporu
İnşaat mühendisleri bir yapının statik projesini çalışmaya başlamadan önce yapı mimarından kesin projeyi edinip, hesaplamalarına altlık olarak kullanırlar. Statik projenin amacı, mimarlar tarafından tasarlanan bir yapıyı ayakta tutabilmek için gerekli hesaplamaları yaparak ne şekilde uygulanması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bir yapının temeli, çatısı, betonarme taşıyıcı sistemi, çelik konstrüksiyonu, istinat duvarı gibi elemanlarının etki eden kuvvetler karşısında nasıl davranacağını öngörmek gerekir. Yapı elemanlarının ebat ve tasarımını statik proje belirler. İnşaat mühendisleri statik proje çizimine başlamadan evvel, mimari projeyi inceleyip öneri raporunu hazırlar. Bu raporda mimar tarafından öngörülen taşıyıcı sistemin değerlendirilmesi, yapının bulunduğu ortam ve şartların incelenmesi yapılır. Mimari grup, mühendislerin raporunda bulunan bilgi ve önerileri değerlendirmeli, aynı zamanda gerekli görülen değişiklikleri mutlaka projenin tasarımına yansıtmalıdır.
6. Yapım Sorasında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Beton kolonlarının elektrik su döşemesi yapılırken kırılması çok yanlış bir uygulamadır. Ana kolonlara zarar veren bu işlem, deprem gibi olası risklerde büyük zararları beraberinde getirmektedir. Bu sebeple ülkemizin deprem bölgesinde yer alması çelik konstrüksiyon uygulamalarına geçişi hızlandırmış ve önemini bir kez daha bize göstermiştir.
dergiCE